Bir malın doğrudan ya da benzer rakip mallar üreten yerli üreticiler üzerinde ciddi zarar ya da ciddi zarar tehdidi oluşturacak şekilde artan oran ve şartlarda ithal edilmesi durumunda, söz konusu zarar tehdidini ortadan kaldırmak üzere, zarar ya da zarar tehditli ile sınırlı ve geçici olmak şartıyla korunma önlemi alınması gerekir. Bu noktada, korunma önlemi bir malın ithalatında uygulanmakta olan gümrük vergisinde artış yapılması ya da miktar sınırlaması şeklinde uygulanabileceği gibi, tüm bunların bir kombinasyonu olarak da uygulanabilir.

Uluslararası ticaretin ülkemizde ve dünyada gelişim yaşaması, ithalatta haksız rekabetin ortaya çıkmasına neden olduğundan bu konuda bazı önlemler almayı gerektirir. Tarihin hiçbir noktasında uluslararası ticaretin kurallarının bu derece tartışıldığı ve ithal edildiği bir dönem olmadığı düşünüldüğünde, korunma önlemlerine ilişkin detaylı bilgi sahibi olmak çok önemlidir.

İthalatta korunma önlemlerinin alınmadığı durumlarda, dünyadaki tüm bu gelişmeler ışığında ülkemizin ve ülkemizde faaliyet gösteren işletmelerin ilerleyen zamanlarda hiç olmadığı kadar bu durumdan olumsuz etkilenmesi kaçınılmazdır. Diğer yandan ülkemizde uluslararası ticaretin kurallarının henüz bilincinin çok fazla yüksek olmadığı ifade edilebilir. Buna bağlı olarak ithalatta korunma önlemleri: en basit tabiriyle aşırı ithalattan etkilenen yerel üreticileri korumak için, ithal edilen mallara ekstra yüklenen sorumluluklar olarak ifade edilebilir.

Türkiye’nin de taraf olduğu Gümrük tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması DTÖ ve Korunma Önlemleri Anlaşması (KÖA) uluslararası ticareti geliştirmek ve çok daha güçlendirmek amacıyla korunma önlemlerinin uygulanmasına ilişkin ana ilkeleri ortaya koyar. Diğer yandan KÖA kapsamında uluslararası yükümlülüklerin yerine getirilmesi açısından yayınlanan ithalatta, Korunma Önlemleri Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı ve İthalatta Korunma Önlemleri Yönetmeliği ilgili ulusal mevzuat olarak uygulanması gerekir.

KÖA madde 2.1 uyarınca söz konusu ithalata taraf olan devletler, öngörülmesi mümkün olmayan bir şekilde mutlak ya da nispi olarak artış gösteren ithalat sonucunda, ithal edilen bu mallara dair benzer ya da direkt olarak rakip ürün üretimi yapan yerli üreticilerin ciddi zarar görmesi ya da bu yönde bir tehditle karşı karşıya kalması durumunda, bu ürünleri korumak için korunma önlemlerini uygulama hakkına sahiptir.

Bu hak uyarınca ilgili devletler, normal şartlarda GATT madde 2. Kapsamında aşılması ihlal olarak nitelendirilen gümrük vergisi hadlerini aşarak, ek gümrük vergisi uygulama hakkına sahip olur. Ancak korunma önlemi uygulanması için temelde üç şart aranır. Bu şartlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Ciddi zarar ya da ciddi zarar tehdidi,
  • İthalatta öngörülmesi mümkün olmayan bir artış yaşanması,
  • Artan ithalat ve zarar arasında illiyet bağı olması şartı aranır.

Söz konusu olan bu şartların her birinin varlığı, DTÖ hukukuna uygun bir şekilde korunma önlemi uygulanması mümkün olabilir.

İthalatta Korunma Önlemi Şartları Nelerdir?

İlk olarak ithalatta öngörülmesi mümkün olmayan bir artışın yaşanması gerekir. Buna bağlı olarak ABD- Çelik Korunma Önlemi davasında temyiz organı, ithalatta artışın ani, güncel, keskin ve kayda değer olması gerekir. Söz konusu olan bu değerlendirme yapılırken, ithalat rakamlarının yerel üretimle kıyaslanması çok önemlidir. Nitekim aynı zamanda artan yerel üretim korunma önleminin uygulanmasının şart olmadığı ifade edilebilir. Bu yüzden soruşturmada güncel olan rakamların ekonomistler tarafından etraflıca analiz edilmesi son derece önemlidir.

İkinci şart ise bir zarar analizini şart koşar. KÖA madde 4 ciddi zararı yerli sanayinin durumunda belirgin bir bozulma olarak ifade edilebilir. Ciddi zarar tehdidi ise mevcut olan bilgilere dayanarak açık bir şekilde öngörülebilen zarar tehdidi olarak değerlendirilebilir. ABD- Kuzu davasında temyiz organı ciddi zarar ya da ciddi zarar tehdidinin değerlendirilmesi yapılırken, ilgili olan her türlü unsurun detaylı bir şekilde incelenmesi gerektiğini aksi bir durumun KÖA 4. Maddesinin ihlali olarak kabul edilebileceğini ortaya koymuştur. Bundan dolayı yerli üreticilerin zarar görmediği hatta bir Pazar payı kazandığı senaryoda, DTÖ hukukuna uygun bir şekilde korunma önlemi getirmenin çok zor olduğu gözlemlenmektedir. Bu noktada her olay özelinde bir değerlendirme yapmanın önemli olduğunu unutmamakta fayda vardır.

Son olarak ise illiyet bağı değerlendirmesinin yapılması şarttır. Aslında hukukçuların çok aşına olduğu bir kavram olarak karşınıza çıkan illiyet bağı, korunma önlemleri kapsamında ithalatta yaşanan artış ile yerli üreticilerin bir zararla karşı karşıya kalması ve ciddi zarar ya da ciddi zarar tehdidi arasında doğrudan bir ilişki olması gerektiği anlamına gelir. Günümüzde karar alma nisabını kaybeden ve uluslararası ticaretin en yüksek uyuşmazlık çözüm mekanizması olan DTÖ temyiz organı kararlarından bir örnek vermek gerekirse, ABD- Buğday Gluteni davasında temyiz organı, artan ithalatın yalnız başına sadece yerel üreticileri ciddi şekilde tehdit edecek bir olasılığa sahip olması gerektiğini ve zarara neden olan tüm unsurların bu değerlendirme içerisinde diğerlerinden ayrı tutulması gerektiğini belirtir.

2017 yılında İthalatta Korunma Önlemleri Yönetmeliği kapsamında ülkemizde kara taşıtlarından kullanılmakta olan lastiklerin %58’ini üreten firmaların Ekonomi Bakanlığı’na başvurusu ile söz konusu olan ürünlerin Türkiye’de ithalatın öngörülmeyen bir şekilde artıp artmadığının ve artış varsa yerli üreticilerin bu yüzden zarar uğrayıp uğramadığının değerlendirilmesi için 2017/1 sayılı ithalatta Korunma Önlemlerine İlişkin Tebliğ ile korunma önlemi soruşturması açılmıştır.

Bahsi geçen ithalatta korunma önlemlerine ilişkin ele alınan şartların varlığı durumunda, bir DTÖ üyesinin yerel üreticileri korumak amacıyla artan ithalatı önlemek amacıyla ek gümrük vergisi uygulama imkânına sahip olabilir. Ancak bu verginin getirilmesinden önce bir soruşturma açılması, gerekli şartlara ilişkin işlemlerin yerine getirilmesini şart koşar. Aksi halde üyeler arasında bir takım uyuşmazlıkların çıkması kaçınılmaz olacaktır. Bu uyuşmazlıklara örnek vermek gerekirse; 19 Mart tarihinde Türkiye Avrupa Birliği tarafından çelik ürünlere getirilen korunma önlemleri açısında bir görüşme talep etmiştir.

Sonuç olarak yerli üreticilerin de artan ithalattan zarar görmeleri durumunda, her zaman Ticaret Bakanlığından bir önlem talep etme hakkına sahip olduklarını bilmeleri gerekir. Ancak artan ithalattan zarar gören üreticilerin şirketi tekrar ayağa kaldırmasını sağlayacak olan çözüm olarak bu yöntem tercih edilebilir.

24/11/2023 tarihli ve 32379 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 7846 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile ithalatta gözetim ve korunma önlemleri sayesinde ödenen KDV için indirim kısıtlaması söz konusudur. Bu karara bağlı olarak:

  • İthalatta gözetim uygulanması hakkında ilgili mevzuat uyarınca, bu gözetim uygulamasına tabi tutulan mallara dair gümrük beyannamelerinde beyan olunan ve teşvik edilemeyen tutarlar ile bu tutarlar sebebiyle ortaya çıkan KDV matrahına dâhil olan her türlü resim, vergi, harç ve paylar dolayısıyla ödenmiş olan,
  • İthalatta koruma önlemleri uygulanması hakkında ilgili mevzuat kapsamında, korunma önlemi olarak uygulanan gümrük vergisi ve ek mali mükellefiyetler, ithalatta haksız bir rekabet yaşanmasının önüne geçmek hakkında ilgili mevzuat kapsamında uygulanan dampinge karşı vergi ve telafi edici vergiler ile bu tutarlar sebebiyle ortaya çıkan katma değer vergisi matrahına dahil olan her türlü harç, resim, vergi ve paylar nedeniyle ödenen katma değer vergisinin indirim hakkı ortadan kaldırılmıştır.

7846 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazetede yayımlandığı 24 Kasım 2023 tarihinde tam anlamıyla yürürlüğe girmiştir.

Gümrük İşlemlerine Akılcı Çözüm Önerileri: Ercan Gümrükleme ’de

Dış ticarette başarı yakalamak ve lojistik sektörünü aktif bir şekilde kullanarak rakiplerinizden bir adım öne çıkmak için tercih edilen gümrükleme firmasının kalitesi çok önemlidir. Lojistik sürecine hâkim, deneyimli ve müşterilerin istek ve ihtiyaçlarına göre etkili bir çalışma prensibine sahip olan firmalar, dış ticarette başarı yakalamanın ilk adımı haline gelir. Bu anlamda her zaman üst düzey standartlarda hizmet anlayışı ile dikkat çeken Ercan Gümrükleme beklentileri karşılayan tek firmadır.

Uzun süredir dış ticarette müşterilerin karşısına çıkan sorunlara akılcı çözüm önerileri sunan Ercan Gümrükleme, her geçen gün büyümeye ve gelişmeye devam eder. Sizde bu kalite farkını yaşamak ve güvenli bir lojistik süreci ile ticari olarak rakip firmalardan öne çıkmak için web sitemizi ziyaret edebilir, iletişim numaralarını kullanarak hemen bize ulaşabilirsiniz. Ercan Gümrükleme; dış ticaretin ve lojistik sürecinin dilini en iyi bilen firma olarak farkını ortaya koymaya devam ediyor.

İletişim Formu
Tüm soru, görüş ve önerileriniz için biz buradayız. Hemen bize ulaşmak için formu doldurup gönder butonuna tıklayın.